
Gezimizin son bölümü Universal Studios ama ondan önce San Diego'dan geldiğimiz akşam gittiğimiz yemeği anlatayım. İlk gün bahsetmiştim Saadettin Amca ve Saadet Teyze'den. Zamanımız kısıtlı desek de yemek için çok ısrar ettiler. Tam bir misafirperver Türk ailesi örneği :) Afyonlular biz gibi. Ortak noktamız da bu zaten. Şafak tanıştırdı fakat resmen saf dışı kaldı. Konuşacak o kadar çok şey bulduk ki.. 35 yıldır California'dalar. Saadettin Amca'nın ingilizcesine hayran kaldım. Öyle kibar, akıcı ve aksansız konuşuyor ki.. Tabii bu arada Türkçesi de çok düzgün. Onca seneye rağmen Türkiye'den de kopmamışlar. Bizim için memeleketimize has yemekler yapmışlar, birlikte.. Tüm akşamı masa başında sohbet ederek ve yemek yiyerek geçirdik ve çok keyif aldık. İyi ki tanıdık onları.. Şafak'a bizi tanıştırdığı, gezi boyu isteklerimizi yerine getirdiği ve evini/odasını açtığı için teşekkürü borç biliriz, tekrar.. ;)
Şimdi Universal Studios.. Gezimizin bu bölümündeki fotoğrafların en güzelleri maalesef yok. Çünkü en can alıcı yerde fotoğraf makinesinin hafıza kartı bozuldu. Aniden hata vermeye başladı, fotoğraf çekiyordu; fakat göstermiyordu. Ben herşeye rağmen çektim, belki bilgisayara yükleyince açılır diye ama nafile.. Maalesef teknolojik aletlere güven olmuyor. Bir girişlik daha hakkımız var, belki ilerleyen günlerde yeniden gitme şansımız olur.
City Walk'da yemek yiyebileceğiniz farklı kültürlere ait restoranlar, kafeler, filmlerdeki karakterlere ait maskotlar, hediyelik eşya dükkanları var. Ben en çok magnet dükkanını beğendim. Gezi boyunca sadece magnet aldım zaten.
7 magnet daha katıldı küçük çaptaki koleksiyonuma. En manidarları ise "Take Me To PARIS" ve "Every day I give my family two chocies for dinner... Take it or Leave it" :)
Universal'da dev bir araziye kurulmuş tematik park. Gerçek stüdyolar burada değil ama bire bir benzerlerini kurmuşlar. Filmlerdeki karakterlerin kostümlerini giymiş insanlar geziniyor etrafınızda. Özel efektlerin sergilendiği bölümlere girmek, filmlerde gördüğümüz uçakların, arabaların simülatörlerine binmek mümkün.
Kovboy filmlerinden kalma kasabalar, evler, arabalar ve daha pek çok şey görülmeye değer..
Revenge of the Mummy filminin setini inşaa etmişler. Küçük bir hız treni ile önce setin içinde geziyorsunuz. Bir anda kararıyor her yer. Etraftan mumyalar, yarasalar ve böcekler falan çıkıyor. Daha sonra tren piramit tarzı karanlık bir yerin içine giriyor ve filmin korkutucu efektleriyle karşı karşıya kalıyorsunuz. Tren gittikçe hızlanıyor ve bir tepeye çıkıyor. Her zaman ki gibi hız treninin tepeden aşağıya doğru düşeceğini beklerken, birden tren geri geri hızlı bir şekilde gitmeye başlıyor, sonra korku dolu dakikalar..
Universal Studios'daki en ilgi gösterilen aktivitelerden biri Jurassic Park. Filmin setinin neredeyse aynısını inşaa etmişler. Yine bir trene binip önce setin içinde geziyorsunuz. Ormanda gezerken, çeşitli dinozorlar ve ilk çağdan hayvanları görüyorsunuz. Hiç beklemediğiniz anda suyun içinden birden bir dinozor çıkıveriyor ya da başka bir canlı üzerinize su fışkırtıyor. Daha sonra bir şelalenin tepesine çıkıyor tren ve aniden aşağıya düşüyorsunuz. Gayet eğlenceli..
The Simpsons Ride ise 2008 yılının en iyisi seçilmiş. Simülatöre binip Simpsonlara 4 boyutlu bir yolculuğa çıkıyorsunuz. Çocuklar için, çocukluğunu tekrar yaşamak isteyenler için çok güzel bir aktivite, ben çok zevk aldım.
Tüm Universal'ı gezdiren 45 dk.lık bir tren turu ve binmediğimiz pek çok ride vardı ama vaktimiz yoktu. Yani bütün bir günü ayırmak gerekiyor. Tabii bu gezinin şöyle bir dezavantajı var. Filmlerde yapılan pek çok hileyi öğreniyorsunuz ve ünlü Amerikan filmleri de inandırıcılıklarını yitiriyor. Gerçi bu benim gibi pek çok efekten korkan bir insan için iyi birşey ;)
İşte bu kadar..
Bir başka gezi de görüşene kadar esen kalın :)