2 Mart günü harika bir etkinliğe gittim ben Kafes Fırın'a, Zülal'in devatiyle.
Branş değiştirdiğimden beri mutfaktayım. İlk zamanlar mecburiyet gibiydi,
artık keyif alıyorum ve bu davet isabet oldu.
Okulda ilk dönem 3 hafta boyunca yapmıştık ama daha profesyonel bir ortamda, işini gerçekten iyi yapan bir usta ile çalışmak, fazla çeşitte ekmeği bir arada görmek harika bir deneyimdi.
Kafes Fırın'ın enfes tatlılarını biliyorum zaten. Bizim için hazırladıkları ikramların her birinin tadına bakmak istemek karşısında engel olamadım kendime. Her biri enfesti.
{Kurutulmuş meyveler de ayva favorim oldu ^^}
Üretime nasıl dahil olduk, üzerimizdeki unlardan belli gördüğünüz gibi ;)
Elimizden geldiğince yapmaya çalıştık ama ustanın saniyede şekil verdiği ekmekleri gördükçe motivasyon kaybına uğradığımız bir gerçek. Onu izlemekten ben elle tutulur bir şey yapamadım açıkcası. Dışarıdan bakılınca ekmek işte, ne var diyoruz fakat işin aslı öyle değil.
Büyük makineler olsa da yetenek, tecrübe, el çabukluğu çok önemli.
KitchenAid'in babası :p
Bizi harika bir şekilde ağırlayan Kafes Fırın'a, bu fırsatı yaratan Zülal'e teşekkür ediyorum tekrar.
.
Bu yazıyı cumartesi akşamı yazma sebebime gelince;
yarın için hala planınız yoksa güne Kafes Fırın'da başlayabilir ya da Kafes Fırın ekmekleriyle evinizde kahvaltı yapabilirsiniz ;)
{cevizli ekmek ve ekşi mayalı ekmek kişisel tavsiyemdir.}