20 EYLÜL

20.9.12

Bugün Nevşehir'deki okulumla ilişiğimi kestim.
Arkamda beni uğurlarken gözleri dolan bir müdür, ağlayan arkadaşlar bıraktım. Nevşehir'i onlarla hatırlayacak olmak çok güzel.
Ankara'ya doğru yoldayım şimdi, içim buruk..
"O kadar bekledim, üzülmem diyordum" ama sevinç sarhoşluğum geçince aklım başıma geldi.
Umarım yeni okulumda en az onlar kadar iyi insanlarla karşılaşırım.

BİR YAZ HİKAYESİ

19.9.12

Yaz kötüydü.
Zordu, belirsizdi, sadece bekliyorduk.
Gergindik, huzursuzduk. öylesine zaman öldürüyorduk.
Nispeten daha güzel geçen bir günün gecesinde trafik kazası geçirdik.
Herşey 2-3 dk. içinde oldu, bitti.
Sesler, korku, panik...
O an burnumuzun dahi kanamamasına sevinemedik, kaza yaptığımıza da üzülemedik.
Garip bir duyguydu, tepkisizdik.

Bir hafta annemlerin yanına gittik, kafamız dağılsın diye.
O sıralarda atama kılavuzu çıktı.
Ankara'ya atanmanın neredeyse imkansız olduğunu öğrenmeye başladım ama resmi bir şey olmadığı için bir gün seviniyor, ertesi gün üzülüyordum.
Tüm duyguları uçlarda yaşadığım için her defasında en dibe batıp, sonra zirveye çıkmak psikoloji bırakmadı haliyle...

Yine aynı günlerde babaannemin sağlık durumu kötüleşti.
Alzeimerdı ve artık son evredeydi.
Su ve vitaminle besleniyor, yüreyemiyor, konuşamyordu.
Hızla kilo kaybetmeye başladı.
Günlerce hayattan kopuşunu izledik.
Bir süre sonra çaresiz kalınca ölmesini istiyorsun ama ölmek bile o kadar zor ki...

Günler aynı umutsuzlukla, bekleyişle geçti.
22 Ağustos günü artık atamamın olmayacağını resmi olarak öğrendim.
Herşeye rağmen son ana kadar umutla beklemiştim, o gün tamamen dağıldım artık.
Aynı günün gecesi de babaannem vefat etti.

Sonraki günler hakkımız olanı aldıkları için, yalvarmakla! geçti.
Eylemler, gazetecilere, siyasilere tweet/mail atma, tv. programlarına çıkan siyasileri takip edip gündemde kalmaya çalışma.
Bayağı örgütlü mücadele idi.
Ancak sürekli öğretmenlerin üzerinden maliyet hesabı yapan, söylediği bir şeyi 2 dk. sonra inkar eden, dediğim dedik bir bakana sahip olduğumuz için durum yılan hikayesine döndü.
Sonra bir çoğu için saçma olan bir çözümle karşımıza çıktı.
Mantık olarak gerçekten çok saçma, sadece anı kurtarmaya yönelik, gelecek yıllarda daha büyük sorunlara yol açacak bu çözüm benim için mucize gibiydi.
Alan değişikliği hakkı tanıdılar ama küçük bir kesim için çok avantajlıydı ve ben ilk defa lehime olan bir durumda azınlığa girdim.
6.5 yıldır mezun olduğum alan dışında yaptığım öğretmenliği, artık eğitimini aldığım alanda yapacaktım. Sonrası tercihler, bekleyiş, heyecan, merak...
veee 3 ay sonra ilk kez dün gece huzurlu bir uyku. :)

İşte bir yaz hikayesi, içinde deniz, kum, güneş, şıpıdık terlik olmayanından :p

Şimdi ev bulma, taşınma, yeni okula/branşa başlama, yeni arkadaşlar, yeni öğrenciler...
Kısaca her daim heyecan!