ANKARA

29.12.11

Amerika dönüşü nerede yaşayacağımız belliydi. Ne kadar sevmeyeceğim de ama döndük ya gerisi önemli değildi. Biraz idare ederdik. Sonra giderdik istediğimiz yere...
Atama olacaktı olmayacaktı stresiyle geçti 2 ay. Ardından ev bulamama sıkıntısı. İstediğim gibisini geçtim, ev yoktu.
Zaman geçti önce ev bulundu, sonra atamam oldu.
Okula, arkadaşlara alışma süreci de başarıyla atlatıldı ve aklım başıma geldi. Ağlamaya başlamıştım çoktan. Ben ne yapacaktım bu şehirde. Hem uzaktım sevdiklerime, hem sevilecek hiçbir yeri yoktu. Evimi bile sevmiyordum ki, şehri nasıl seveyim.
Umutla bekledik başka bir yeri... Hep aksilikler oldu. Tam olacakken olmadı. 
Öyle böyle derken 3. yıla başladım.
İnsanın kafasında sürekli gitme fikri olunca alışamıyor, beyin ister istemez reddediyor.
Ve bugün... Yine bol stresli bir sürecin sonunda Ankara yolları açıldı bize.
Ben yaz atamasında gideceğim, 5-6 ay ayrılık var eşimle ama bu bile engel olamıyor mutluluğuma.
Ankara...
Hep hayalimizdi. Alternatiflerimiz oluyordu ama Ankara idi önceliğimiz.
Şimdi zaman çabuk geçmeli. Ben gideceğim garantisiyle kalan 5-6 ayımı dolu dolu geçirmeliyim.

2012 güzellikler getirecek, inanıyorum.
Mutlu yıllar herkese...

SARI

26.12.11

Alıp başımı (bir de kocamı) gitsem sıcak bir ülkeye...
Pazartesi için rüya gibi bir dilek değil mi?
Hele ki buz gibi okulda, kalorifer dibinde boş dersin bitmesini bekleyen ben için.
.
Güzel bir haber bekliyorum bugün.
İçimden "güzel geçsin.. olsun.. güzel geçsin.. olsun.." diyorum.
Olursa eğer, sıcak ülkeye falan gerek yok mutlu olup, çığlık atmam için ^^


maket araba: mudo

SALI BİR CUMARTESİDİR BENİM GÖZÜMDE

20.12.11

 Salı günlerim boş ve hafta içi evde olmak çok güzel..
Bazen yukarıdaki gibi yayılma, bazen de -bugün olduğu gibi- sipariş yetiştirme günüm.
En az cumartesi kadar severim :)
Yeni yıl ıvır zıvırlarını çıkardım geçen hafta, maksat renk katmak olsun.
Arada sevip, okşuyorum.
Bazen evdeki renk yetmiyor tabii ki..
5 kilo vermenin rehavetine kapılıyorum. ^^
Bir de bu kitaba başladım ama çok ilerleyemedim henüz.
Bir çok şey yapmak isteyip, hiç birine tam yetişememe dönemimdeyim çünkü.
Yine de güzel herşey.
Monoton ama huzurlu!

ikibinoniki

13.12.11

Önümüzdeki bir ay içinde güzel şeyler olacak.
Yine belirsizlik dolu bir dönem ama bu kez daha umutluyum.
Sürecin umduğum gibi ilerlemesi için ise bol şansa, iyi dileğe, duaya ihtiyacım var.
Bir de keşke zaman çabucak geçebilse.
{ keçelerim bu kez bana hizmet etti ^^ }

BU PAZAR

11.12.11

Biraz böyle..
Sonra sokaklar..
.
{dinleyelim}
.

KEEP CALM AND CARRY ON

9.12.11

Sevgili Ahu'nun maharetli ellerinden çıkma tablom bu haftanın mutluluk objesi oldu *-*
Çarpı işinin -bir zamanlar ucundan da olsa bulaşmış biri olarak-
ne kadar zevkli ve bir o kadar da dikkat istediğini biliyorum.
Temizliği, keten kumaşının kalitesi, çarpıların tek yönde ve muntazam oluşu şahane!
Tekrar teşekkür ederim Ahucum, ihya ettin beni ♥
Son bir kaç hafta öyle hızlı ki..
Hafta sonu yine geldi bile, umarım mutlulukla geçer..
*
Keep calm and continue blogging ;)

GİZLİ ANLARIN YOLCUSU | AYŞE KULİN

5.12.11

Ben bu kitabı sevip sevmediğimi bilmiyorum. Alırken konusu hakkında bir fikrim yoktu. Okumaya başladığımda da tüm Ayşe Kulin kitaplarında olduğu gibi akıcı, yalındı. Elinizden bırakamıyorsunuz vs. Buraya kadar normal. Esas konuya gelince ise ipler kopuyor bana göre. Yine merak ederek okuyorsunuz ama bu tamamen, bu kadar basit olamaz, kesin bir şey olacak düşüncesinden.. Sonuna kadar bu düşünceyle okudum ve hayal kırıklığına uğradım. Havada kaldı sanki, özellikle sonu..
İlk kez Ayşe Kulin okuyacak birisini tatmin eder belki ama ben diğer kitaplarıyla kıyaslama gereği duyuyorum her nedense...
*
Kitabın en sevdiğim yanı bölüm başlarındaki Tekin Gönenç şiirleri oldu.

"vakitsiz birer ölüm sanki geceler
bir bakımlık ay düşüyor herkesin payına
ve hiç dönüp de soran olmuyor
eklenen hangi düşler bir sonraki sabaha"
*
Son olarak konuyu merak edenler, isimdeki akrostişe bakabilirler ;)

HAFTA ÖZETİ

2.12.11

Cumartesiden beri çok hızlı geçiyor günler.
O gün kuzenim geldi iş nedeniyle bir güncük.
Onunla gezdik, dolaştık.
Gecenin sonunda ayağımı burktum.
Pazar sabahı annem geldi.
Ayağımsa tüm gün şişti.
Gece acile gittik, neyse ki ciddi bir şey yokmuş.
2 gün rapor verdi doktor.
Benim de canıma minnetti.
Pazartesiyi evde yatıp, kitap okuyarak geçirdim; yediğim önümde, yemediğim arkamda ^^
Salı annemle sinemaya gittik.
"Dedemin İnsanları" komik ve hüzünlüydü.
Klasik Çağan Irmak filmi yani..
Diyete güle güle dedim bu hafta.
Umarım 2 aylık uğraşım, şu 1 haftada yok olmaz. 
Mütemadiyen, ne bulursam yiyorum :/
Instagram en sevdiğim iPhone app.
Fotoğrafları ve oradaki muhabbeti seviyorum.
Elmalı Turta geçen hafta Modaerator sayesinde aklıma düşmüştü :)
Dün annemi de arkama alarak, amacıma ulaştım.
Çok pratik ve lezzetli oldu.
Elma-ceviz-tarçın kardeşliği muhteşem!
*
Şimdi ise önümde annemle geçecek hafta sonu var.
Sofraya 1 tabak fazla koymak bile çok güzel bir duygu *-*