BRAUN SATINLINER ION-SHINE ES2 SAÇ DÜZLEŞTİRİCİ

26.8.09

Son günlerdeki mucize ürünüm.
İnce telli, seyrek saçlarıma çektirdiğim fönün yaşam süresi sadece 3 saat malesef. Sonrasında onca spreye rağmen yapışan ve yağlıymış gibi görünen saçlarımla baş başa kalıyorum. Sprey kullanmadıklarında 1 saat içinde acayip bir hale bürünüyor. Boşuna verdiğim fön paraları da cabası.. Normalde ne düz, ne de dalgalı saçlarım. Garip bir yapısı var her yönüyle.. Düz fönlü olmasıysa hoşuma gidiyor.
O yüzden nihayet saç düzleştirici aldım ve çok memnun kaldım. Gayet pratik, fiyatı performansına göre uygun, hafif, dijital göstergesi, şekil verici plakları vs. var. Ayrıca kenarları ısı geçirmediği için elinizi ya da saç derinizi yakma olasılığınız düşük. İsteyenler varsa tavsiye ediyorum.

HEYYOO AYRILIK YOK :))

23.8.09

Atama sonuçları açıklanmış. MEB sanırım ilk defa verdiği tarihten 3 gün önce açıklıyor bir sonucu :)
O gün güzel dilekler almıştım ya, işte gerçek oldular. Çok teşekkür ediyorum herkese..
İlk tercihim geldi. Merkez köy ama servisi var. Üstelik büyük ve yeni bir okul; ayrıca kendime ait bir sınıfım da olacak. Ve de herşeyden güzeli eşimin yanında, evimdeyim. Ohh bee.. Hafiflediğimi hissettim bir anda. Heyecanlanlıyım şimdi, sanki ilk kez göreve başlayacak gibi.

DEVRİM ARABALARI

21.8.09

Mükemmel bir film.. Konusu, oyuncuları, replikleri.. Her şeyiyle dört dörtlük.. İzlemediyseniz, izleyin ve ne demek istediğimi anlayın! Öğrencilerime de izletmeyi düşünüyorum ben..

BU ARA BİZİ BULUYORLAR

Dün sabah 9'da zil çaldı. Kimseyi beklemiyorduk, hele ki sabahın 9'unda..
Neyse kimsiniz diye soruyoruz ses yok, cama çıktık..
Bir adam halıcının cep telefonu var mı diyor? Güler misin, ağlar mısın ?!?
Yan apartmanın altında halıcı var. Bu arada bizim ev, diğer apartmanın 4. katı..
1. kat olsa bile, biz civar esnafın cep numarasını bilmek zorunda mıyız?

GARİP İNSANLAR

Hani otobüs yolculuklarını özledim demiştim ya, son 2 aydır o kadar fazla otobüs yolculuğu yaptım ki.. Özlem şöyle dursun, artık nefret ediyorum. Yolun uzun olması, firmanın abuk olması önemli etken tabii ki.. Pek çok insan tipiyle karşılaştım bu yolculuklarda..

Yaşlı ve çok konuşan amcalar, cam kenarı benim olduğu halde kalkmakta direnen teyzeler, neredeyse iki koltuğu da kaplayacak kadar geniş (her anlamda) olan kadınlar, yılışık ve otobüs babasının malı gibi davranan muavinler; ayrıca bunların pis kokulu olanları da mevcut. Her geçtiğinde burnumu kapattığımı biliyorum. Bu örnekleri çoğaltmak mümkün ama sonuncusu en yuh artık dediğimdi.. Tabii ki daha başka şeylerde söyledim ama burada yazmıyorum!

Şimdi ben pek değerli Nevcity'e gelmek için gece 3.30 da biniyorum otobüse.. Otobüs Çanakkale'den yola çıkıyor ve Afyon'a gelene kadar insanlar çoktan mayışmış, uyumuş oluyor. Neyse, otobüs geldi.. Bagajımı teslim ettim ve bindim. Bana ait koltuğa gelince bir çocuğun uyuduğunu gördüm. Buraya kadar da normal, boş koltukta uyumuş olabilir. Yanındaki kişide uyuyor, arkadaki yolcu uyumuyordu. Ona sordum, annesi kim diye.. Ses yok! Bekledim, muavin geldi. Çocuğu kaldırdı ve arkadaki! annesine teslim etti. Meğer ses vermeyen kadın anneymiş. Kadın bozuldu, söylenmeye başladı.. Nasıl sığalım biz bu koltuğa, çocuk orada kalıverseydi.. Yanındaki diğer kadın da onu destekliyor, 3 kişi oturamazlar mı, çocuk zaten küçük.. Deli mi ne.. Ben hanım rahat etsin diye çocuğuyla oturacağım.. Şaka gibi..
Ben sabrımı koruyorum ve hiç sesimi çıkarmıyorum hala.. Oturdum koltuğuma.. Sonra hava aydınlanmaya başlayınca izledim arkadaki tuhaf aileyi..
Bunlar gelin görümce, yanlarında da 3 çocuk var. Biri 12 yaşlarında falan bir oğlan, benim koltukta uyuyan 7 yaşında bir kız, bir de kucakta 2 yaşında olduğunu tahmin ettiğim ufaklık var. Toplamda 5 kişiler ama 2 koltuk satın almışlar.. Sürekli bıdı bıdı konuşuyorlar, 2 yaşındaki çocuk gayet uslu ama azıcık sesi çıksa annesi kes sesini diye bağıyor.. Diğer 7 yaşındaki kız, kendini çoluklu çocuklu bir kadın sanıyor.. Böyle garip haller..
Aşırı iticilerdi. Madem 5 kişisin ve 15 saat gibi uzun bir yolculuk yapıyorsun, alsana en azından 3 koltuk. Hiç olmazsa iki çocuk bir koltukta otursun. Sadece küçüğü kucağına al.. Ya da milletin koltuğuna göz dikme!
Haftaya bir yolculuk daha görünüyor bana ve resmen strese giriyorum..

:((

11.8.09

Dün atama başvuruları başladı; ama sonuç pek iyi olmayacak gibi.
25 okul var açık görünen; ancak hepsi de ilçelerin köylerinde.
Ulaşım maalesef mümkün değil bizim şartlarımıza göre. Evimiz şehir merkezinde.. Köyde, ilçede, merkezde çalışmak önemli değil benim için. Önemli olan ulaşım.
Sadece 4 okul tercih edeceğim 2 merkez köy ve 2 yakın ilçede..
Olursa olur bunlardan biri, olmazsa annemlerin yanında kalmaya devam edeceğim. Eşimse benden uzakta :(
MEB kadar mantıksız çalışan başka bir kurum var mı çok merak ediyorum. Hiç açık görünmeyen iller bile var. Nerede kaldı aile birliği, bütünlüğü, kutsallığı.. Böyle belirsizlik içinde bırakacaksınız madem Haziran'da falan yapın şu işi de, insanlar ona göre ayarlasın kendini, evini..
Bunların dışında şuan mobilyalarımız kuruluyor. Eşim ilgileniyor, o tarafta her şey yolundaymış. Diğer eşyalar da yarın gidiyor, ben de bu gece gidiyorum..
Merak ediyorum eşyalarımı kullanabilecek miyim? :(
Sonuçlar 26 Ağustos'ta belli olacak.
Hayırlısını istiyorum her zaman ki gibi ama canım çok sıkılıyor..

02.08.2008 {1}

2.8.09

Düğün videomuzu izledim dün gece..

Bakışlar, gülüşler, şaşkınlık, heyecan, mutluluk, hüzün, sevinç..
Tüm duygular karmakarışık..
Bugüne kadar ki hayatımızın en mutlu günü..
1 yıl geçti bile üzerinden, nicelerini görmeyi dileyerek..
Tabii ki birlikte, yan yana, evimizde olmayı da dileyerek..
Çiçekçi geldi öğlen. Kocaman bir buket getirdi. Heyecanlandım, bahşiş vermeyi bile unuttum :p
Tüm gün çeyizlerimi koliledik maaile..
Evlilik yıldönümünde çeyiz kolilemek garip mi ne? :p