ESKİ

26.7.10

Bugün kandil.. Anneannemdeyiz. Bu benim çok sevdiğim, hiçbir şeye değişmeyeceğim bir ritüel..
Her kandilde, her bayramda, başka özel günlerde aile ile bir araya gelmek, kalabalık olmak..
Her kafadan bir ses çıkmasını, yemeyi-içmeyi, eski günleri konuşmayı, kaybettiklerimizi anmayı, hayal kurmayı, gülmeyi çok seviyorum.
Bir de anneannemin eski eşyalarını karıştırmayı, her defasında ilk kez görüyormuş gibi incelemeyi..
En çok eski radyoyu seviyorum. Çalışmıyor gerçi, belki tamir edilebilir ama.. Sonra kendi evimde kullanmayacağım örtüleri O'nun evinde görmek hoşuma gidiyor..
Öyle işte :)
Güzel bir gün güzel bir hafta olsun herkes için..

EJDERHA DÖVMELİ KIZ & ATEŞLE OYNAYAN KIZ {MILLENNIUM I-II} / STIEG LARSSON

20.7.10

Annemlere gelirken sadece Ejderha Dövmeli Kız'ı getirdim. Gezmekten 641 sayfayı okumaya fırsat bulamam diye. Merak ederek aldığım bir kitaptı, duyuyordum okuyanlardan ama konusu hakkında hiç fikrim yoktu. Kitabın arka sayfasındaki övgü dolu yorumlarda biraz soğutmuştu beni. Abartıldığını düşünmüştüm ama kazın ayağı öyle değilmiş. Çok güzel bir kitaptı. Çok sürükleyiciydi, temposu hiç düşmedi. 2 günde bitirilecek kitabı, eşimin el koyması ve bitmesini istemememden dolayı bir haftada bitirdim. Sonra daha fazla beklemek istemedim ve devam kitabı olan Ateşle Oynayan Kız'ı da aldım. İlkinden çok daha güzeldi. Tek üzüntüm yazarının ölmüş olması. Çünkü 3. kitap çıkacak ama 4. olmayacak. Yarım kaldığı söyleniyor, ani bir kalp krizi sonucu ölmüş çünkü.
J. C. Grange kitaplarını çok severim ben ama Stieg Larsson çok daha iyi kurguluyor, hayal gücü harika..
Konusunu yazmak istemedim. Sadece, serin bir yerde sadece kitap okuyarak vakit geçirmek isterseniz ve macera romanlarını seviyorsanız şiddetle tavsiye ederim!

VOGUE YÜZLEŞME / AYÇA ŞEN

4.7.10

Vogue'ün yüzleşme sayfasını bekliyorum her ay merakla. İlk sayıda Nil Karaibrahimgil'in yüzleşmesini çok samimi bulmuştum. Diğer sayılar da güzeldi ama Temmuz sayısındaki Ayça Şen kadar etkili olamadılar bana göre..
Samimi, gerçek, tam bir özeleştiri Ayça Şen'in ki..
...
Egolar şişmediği müddetçe herşey gayet iyi gidiyor. Ego denilen ve hayatımızın içine eden hikaye, tamamen korkularımızın tepkileri. Olmak istediğin ve olduğunu sandığın insan olmadığınla barıştığında, enerjini de çok daha yapıcı ve yaratıcı kullanabiliyorsun. Kendin için. Hayattan çok daha fazla zevk alıyorsun.

MERHABA TEMMUZ, MERHABA TATİL

1.7.10

Mayıs, Haziran kötü değildiniz ama geçmek de bilmediniz.
Şükürler olsun gördüm Temmuz 1'i.. Zira günlerdir dilimde..
Yoruldum, sıkıldım, gitmek istiyorum bu şehirden kendi şehrime.. Birkaç gün daha sabrettikten, evi düzene soktuktan sonra annemin ve babamın yanındayım. Bu kez çok uzadı ara, gidemedim ve çok özledim O'nları..

İlk aklıma gelen anlamıyla tatil ise -deniz-kum-güneş- bu yaz görünmüyor gibi ama belli de olmaz tabii ki.. Umutsuz olmamak lazım ;)

Dün tatil kitaplarıma kavuştum, çocuklar gibi şenim. Toplamda 1944 sayfa beni bekliyor, hemen başladım o.O
Bu arada son okuduğum Keşke Gerçek Olsa güzel bir kitaptı. Masalsı kitaplara pek şans vermezdim ben; ancak bu kitabı sevdim. Biraz film izliyormuşum gibi hissettim. Güldüm, bazı yerlerde duygulandım. Devam kitabı olan "Sizi Tekrar Görmek", "Ejderha Dövmeli Kız" biter bitmez okunacak! Bu arada kitabın filmi de varmış, bilmiyordum. {Just Like Heaven} Reese Witherspoon ve Mark Ruffalo oynamış. Bir de kitabın yazarı Marc Levy'nin ailesi İzmir kökenliymiş. Evet değerli okurlar, 'okuyalım öğrenelim' etlinliğimizin sonuna geldik ^_^
Ne zamandır yeni birşey yapmıyordum keçelerimden ve itiraf etmek gerekirse görecek gözüm de yoktu, sıkılmıştım. Dün bir gayret aldım malzemelerimi. 80'ler geri döndü diye bu broşu yaptım. Sahibini burada bekliyor uslu uslu..