BAKIN NELER VAR BURADA

29.8.10

İşte tam burada !!
Sunumlar harika..
Keçe kalitesi ve renk çeşitliliği de öyle..
Keşke Türkiye'de de bu kadar çok renk bulabilsek..
Aşağıdaki kapı süsü çocuk odaları için ama ben evime yapmak istiyorum
Ve işte herşey bitmeden önceki durum bu oluyor. Gayet temiz ve düzenli bir çalışma ortamı.
Ben daha çok masa yerine koltukta çalışmayı tercih ediyorum.
Tüm malzemeler gözümün önünde değilse huzursuz oluyorum. Herşeyi taşıyorum çalışma odamdan.
Çok dağılıyor ortalık ama bitince topluyorum, gerçekten :p
.
.

KIRMIZI OLMAYAN LOHUSA TAÇLARI, ELBETTE KEÇEDEN :)

25.8.10

İlk kez insan içine çıkmanın verdiği heyecanla, toplu halde selamlıyorlar sizi.
Evet, topu top dört taneler ama çoğalacaklar ^_^ ~umarım~
*
Denizkızı'nın lohusa döneminde kullanmak üzere bir taç yapmamı istemesiyle başladı bu serüven :)
Dedi ki: "neşeli olsun, kırmızı olsun, yeni anneyim belli olsun"
Kulağıma hoş geldi ama aklıma hiçbir şey gelmedi önce.
Sonra baktım zaman kaybediyorum, uzun bir aradan sonra oturdum keçelerimin başına.
Aklımda hep kırmızı vardı ama bittiğinde kırmızıyı ne kadar az kullandığımı farkettim.
Yani öyle bilindik lohusa taçları gibi olmadı.
Çocuksu, doğal, bol renkli..
Biliyorum böyle anneler ve anne adayları da var ;)
*
Peki, sizler nasıl buldunuz?
Devam etmeli miyim?
*
*

AHMET ÜMİT / İSTANBUL HATIRASI ~SPOILER İÇERMEZ :)~

16.8.10

Cuma öğleden sonra başlayıp, cumartesi gece bitirdiğim bence çok güzel bir romandı
Bugüne kadar tüm Ahmet Ümit kitaplarını okumuş biri olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki;
en iyileriden biriydi.
Kurgu, sıkmayan mitolojik hikayeler, yazım dili vs. çok iyiydi.
Sonu çok hüzünlüydü bana göre, o kadar cinayeti bir yana koydum,
bir kaç damla da olsa gözyaşı döktüm :)
Ayrıca fena halde İstanbul'un tarihi güzelliklerini gezme isteği uyandırıyor.
İstanbul gezimizin rotasını kitapta anlatılan yerler çizdi demiştim,
kitaptan etkilenen eşime bir sürü laf söylemiştim.
Ne işimiz var Balat'ta, tapınaklarda vs. diye ama iyi ki gidip, görmüşüz.
Uzun lafın kısası, kesinlikle tavsiye ediyorum okumanızı!
Bugün de Vogue Yüzleşme'de Ahmet Ümit röportajını okudum, tam oldu :)
İyi haftalar herkese!

İSTANBUL VOL. 2 *

5.8.10

Kamil Koç yolculuk uzun İstanbul dost sohbet Ortaköy Beşiktaş deniz balık kalabalık hızlı insanlar sıcak avm'ler alışveriş Kabataş vapur martı simit çay Büyükada bisiklet yürüyüş dondurma Ahmet Ümit/İstanbul Hatırası Tophane Balat Rum Erkek Lisesi Sultanahmet Beyazıt Hipodrom kalıntıları Tapınaklar Haliç Kuruçeşme Arena Funda Arar yıldönümü boğaz balık pasta veda
***
Sıcak falan dinlemeden düştük yola.
Çok sıcaktı, çok yorulduk ama iyi ki gittik dediğimiz bir 5 gün geçirdik.
Böyle güzel, sevgi dolu arkadaşlarımız olduğu için şükrettik bol bol..
Sırf meraktan, bulana kadar canımızın çıktığı Rum Erkek Lisesi yukarıda.
Aşağıda ise Büyük Mecidiye Camii, bilinen ismiyle Ortaköy Camii.
 Çok bunaldığımız zamanlarda avm'lere sığındık ve bu küçük aralarda alışverişi de aradan çıkardım ama saldırma durumu olmadı. Şaşırdım kendime :p
Bol bol gezdik, yedik, içtik..
Ahmet Ümit'in son kitabı "İstanbul Hatırası" tam bir İstanbul rehberiymiş. Daha doğrusu öyle güzel tasvir etmiş ki, kitabı okumakta olan sevgili kocamın orayı da görelim, şurayı da görelimleri rotamızı çizdi.
Hipodrom kalıntılarını ve tapınakları görmeye gitmemiz o sebeptendi.
Ancak ne yazık ki ne Tophane eski Tophaneydi, ne Sarayburnu kitapta anlatılan gibiydi.
Gerçi ben kitabı okumadım ama genelde hayal kırıklığı yaşadı kocacık :)
Çünkü kitap çok eski zamanlarını anlatıyormuş İstanbul'un.
En azından eskisi gibi olmasalar da pek çoğu yerinde duruyordu.
Krispy Kreme ile Amerika günlerini hatırladık.
Su gibi içtiğimiz kola ve günde birkaç öğün yediğimiz dondurma '2 kilocuk gezi hatırası' olarak bizimle geldi o.O
Çok merak ettiğim Büyükada'yı nihayet gördüm ve elbette ki çok beğendim.
Bisiklet olayını ne kadar sevdiysem, faytonlardan o kadar nefret ettim.
O yoğunlukta ve sıcakta berbat bir koku vardı.
Ayrıca atlar öyle çelimsiz ve zayıftı ki, çok üzüldüm.
Bence kesinlikle kaldırılmalı faytonlar ya da sayıları azaltılmalı.
Müzikle aramız iyi olmadığı halde büyük ısrarlar sonucu! Kuruçeşme Arena'daki Funda Arar konserine gittik.
Bizimki biraz 'bedava sirke baldan tatlıdır' durumu oldu :))
Güzeldi neyse ki, 70'ler ve 80'lerden söyledi hep, aşina olduğumuz şarkılar olduğu için eğlendik.
 Ve de son anda otobüs saatine dk.lar kalmışken ortaya çıkan ve bizim fıstıklı baklava sandığımız
yıldönümü kutlama pastamız ^_^
Tekrardan çok ama çok teşekkürler E. ve Ş. ♥
Önceki İstanbul gezimiz de burada, sonra ki ise umarım yakındadır :)

02.08.2008 ♥ 2

2.8.10

Hayatımızı paylaşmaya başlayalı çok zaman olmuşken, aynı evi paylaşmaya başlayalı da tam 2 yıl oldu.
Ben çok severim bişeylere gün saymayı biliyorsun.
Bugüne kadar saydıklarım içerisinde en güzeli seninle geçen zamanları saymak oldu.
Çoğaldıkça mutlu oluyorum. Mutlu oluyorum çünkü birlikte geçen zamanlarımız arttıkça güzel olan herşey artıyor. 
Seninle uyumak, seninle uyanmak..
Hergün anahtar sesini duymayı beklemek..
Evimiz, birlikte yarattığımız alışkanlıklarımız..
gitmelerimiz, gelmelerimiz, gülmelerimiz, ağlamalarımız,
herşey
iyi ki
seninle