ÖZET

4.7.13

3 ayın özeti nasıl olacaksa artık..
3 ay, dile kolay... Eski düzenini çoktan yitirdi blogum ama bu kadar ara vermemiştim hiç.
Önceleri gerçekten yoğunluktan aklıma bile gelmiyordu. Son 1 aydır bilinçli olarak canım hiç yazmak istemedi.
Gündem bu kadar karışıkken ne aldım, nereye gittim, ne yedim, ne giydim her şey yitirdi önemini.
Aslında ortalık durulmuş değil, durulmasın da zaten.
Bir olup, ses çıkarmak yaptığımız en anlamlı şey oldu.
Artık susmamak lazım!
Peki ben bu 3 aylık sürede neler yaptım?
Okul son 2 ay yoğunlukta tavan yaptı.
Öyle ki hala tatil olduğuna inanamıyorum ;)
Can erik zamanı benim için yılın en güzel zamanlarından biridir ama bu yıl ucundan kıyısından yetiştim. Tam tadını çıkaramadım.
Sonra bir anda kısa kollu giymeye başladık.
{Sosyal mesaj hayatın her alanında önemli ^_^}
Nisan ayında bir yarışma için Fethiye'ye gittim.
Çok eğlenceli ve yorucuydu. Deniz olan memlekette uyanmak bile insanı bir başka güzel yapıyor.
"Sosyal mesaj hayatın her alanında önemli!" demiştim ^^
Derken Mayıs sonu geldi ve ben 30 oldum.
Hani böyle mutlu musun, değil misin bilmezsin. Öyleydim o gün.
İtiraf etmem gerekirse yaşlanmaktan korkuyorum!
Bir kaç gün sonra da eşimin doğum günüydü. Ona son günlerde neredeyse yaşam şekli haline dönüştürdüğümüz okeyin pastası yakışır diye düşündüm :p
Boş vakitlerimizde, hatta bazen abartıp bunun için vakit yaratıp 101 oynuyoruz. Son 2-3 seferi saymazsak performansımız olağanüstü :)
Kitaplara gelince eski okuma hızım ve şevkim kayboldu çoktan.
Zülfü Livaneli / Kardeşimin Hikayesi başlangıç olsun istedim.
Aldım, 2-3 gün içinde bitti. Hayal kırıklığına uğratmayacağına emindim, nitekim öyle oldu.
Okuyun derim!
Arayı soğutmadan Ayşe Kulin kitabı aldım ama 1 aydır sürünüyor benimle :(
Bir başlasam, eminim o da bitecek göz açıp kapayıncaya kadar.
... ve şu an biz Nevşehir'e doğru yol alıyoruz.
2 güncük.
Bir heyecan, bir heyecan.. 10 ay sonra, hey gidi günler diyeceğiz.
*-*