PAZARA GİDELİM

17.8.16

"... Anneden kızına yeraltı suları akıyordu. Kadından kadına akan incecik nehirler. Erkekler görmüyordu o nehirleri. Bir tek sen, bir gün, aniden, annene ait olan yıllarca akıp en nihayetinde kıyında biriktirdiği alüvyonu gördüğünde anlayacaktın bunu. Önce çok şaşırıp sonra sevinecektin bir şeyin devamı, bir şeyin geriye kalanı, bir şeyin birikeni olduğuna. Aitlik duygun depreşecekti içinde bir yerde. Ve asla atamayacaktın o yoğurt kaplarını bir gün lazım olur diye." diyor Melisa Kesmez'in Bazen Bahar kitabındaki Domates Tohumları öyküsünde. Yaş aldıkça annelerine benzeyen kızları o kadar güzel anlatmış ki... Ben de kendimden ve annemden çok şey buldum. Yazacağım başkaca şeylerdi ama bu kitabı da tavsiye etmiş olayım bu vesileyle.

Çalışma hayatında günü uydur, saati ayarla pazara git, düzenli alışveriş yap, sonra aldıklarını bozulmadan tüket zor geliyor. İhtiyaç oldukça marketten 1-2 adet almak daha pratik. Bir de itiraf etmek gerekirse pazar gezmeyi pek sevmem ben  oldum olası ama hafta sonu annemle pazara gidince fikrim değişir gibi oldu. Hatta bayağı değişti bile diyebiliriz. Herşey o kadar taze, doğal ve ucuzdu ki.. Ankara'da geçen haftalarda 6 liraya hormonlu kabak, bol olduğu zamanlarda 8 liraya domates gördüğüm için üzüldüm kendimize. Düzenli yapamasam bile 2-3 haftada bir semt pazarına gitmek bu yılki planlarım arasında. Anneler diyorsa bir bildikleri vardır ve bizler annemizde neyi eleştiriyorsak gün gelir onu yaparız. Bir örneğini daha böylece yaşamış oldum :p


0 yorum: