Terlik Vakası :)

7.5.08

Dün annem Binbir Gece'yi izledi. Ben sevmiyorum o diziyi ama annem sevdiği için bakıyorum. Gerçi annem bile ne bu böyle, hiç mi iyi bir şey gelmez bunların başına diye isyan etmeye başladı ya neyse. Birşey dikkatimi çekti dünkü bölümde. Karakterleri diziyi takip edenler bilir. Sezen uyuyor. Evlerinde hırsız var. O sırada babası eve geliyor. Hırsızla karşılaşıyor. Boğuşuyorlar, bağrış, gürültü derken Sezen sese uyanıyor. Babaaaa diye bağırırken koşacak bir yandan da amaaa terliklerini giyiyor önce :) İşteee ben burada güldüm biraz. Sonra da ben de mi aynısını yapardım acaba diye düşündüm. Yataktan kalkar kalkmaz terlik giymek istemsiz bir davranış mıdır sizce? Ben evde terlikle gezen bir tipim. Çıplak ayakla yere basmayı hiiç sevmem. Hatta banyodan sonra terliksiz hayatta yere basmam ıslak ıslak :) Ama babamın içeride deli gibi bağırdığını duysam yine de terlik giymek için uğraşır mıyım karar veremedim.
Sana ne be kızım diyebilirsiniz ama merak ettim işte :))
Öpüldünüz..


4 yorum:

Esra :) - kadincablog.blogspot.com dedi ki...

bence türk dizilerinin eksiklerinden biri sadece bu. ayrıntıya çok dikkat etmiyorlar.

nazo dedi ki...

Amaa ayrıntılar önemlidir değil mi Esracım :) Bu benim bir anda gördüğüm birşey, farketmediğimiz daha pek çok şey vardır eminim.

Flame dedi ki...

Nazo;
Sana kendi başıma gelen,bu olaya pek benzemeyen ama aynı kapıya çıkan bir olayı anlatayim :)

17 Ağustos 1999 Depremini merkezinde ve evde tek başıma olduğumu sandığım bir anda yaşadım. Annemler tatil için 1 haftalığına ananemlerdeydi. Ben gece yattığımda yalnızdım ama abim ben uyuduktan sonra eve gelmiş. Ve yatmış. Aramızda uzun bir koridor var. Benim odamda da annemim emaneti kuşumuz 'can' var. Deprem'den yaklaşık 30 sn falan önce kuş kafesin içinde kendini yerden yere atıyor, çığlıklar akıl almaz. Uyandım ama uyku sersemi, saat kaç ne oluyor diye anlamadan sallanmaya başladık, acayip bir uğultu var tarifi imkansız. Doğa konuşuyor resmen. Evde yalnız olduğumu sandığımdan çok korktum,kıyamet bu heralde acaba günlerden ne (kıyamet perşembe gecesi olucak falan denir ya) diye hesaplarken Abimin sesini duydum. Korkma diye sesleniyor ama kendi odasından çıkıp benim yanıma gelemiyor sarsıntıdan. Koridordaki portmanto devrilmiş yolu kapamış, neyse zorlukla geldi. Sarıldık birbirimize, dua ediyoruz. Derken sakinledi,dışarı çıkmaya karar verdik.

Geliyorum sadede...

Gardrobun kapakları açılmış, giysiler yere düşmüş. Ben o karanlıkta ve karışıklıkta en sevdiğim eşofman takımlarını buldum, içine yeni t-shirt ve spor ayakkabılarımıda giyinip çıktım evden. Çantam, wolkman'imde yanımda. O zaman mp3 çalar yoktu yani kısaca ben böyle bir felakette pijamalarımla çıkmıyorsam sokağa Binbirgece de de terliksiz hırsız kovalanmaz :)))


Lafı çok uzattım, kusura bakma, Ama aklıma geldi yazdım gitti.

nazo dedi ki...

Canım ya komedi gibi anlatmışsın ama ne büyük bir felaket yaşamışsın. Korkunç bişey.. Benzer bir durumu annenannem yaşadı aslında. Afyon'da da deprem oldu bundan 6 yıl önce falan. Anneannemin evi 5. kat. 5.4 lük bir sarsıntıda ev baya bi sallanmış. Vitrindeki cam eşyalar düşmüş. Herkes dışarı çıkarken anneannem eline almış süpürge evi temizlemiş. Demek ki insan öyle anlarda bilinçli davranamıyor.