BARCELONA

13.5.15

Cuma günü öğlen eğitim bitince trenle Barcelona'ya geçtik. Ave treni ile 2.5 saatte ulaştık Barcelona'ya. Çok rahattı yolculuk, kararsız kalanlar varsa tavsiye edebilirim. Madrid'den Atocha istasyonundan hareket ediyor tren, biletleri de online almıyorsanız yine bu istasyondan alıyorsunuz. Bunu da ek bilgi olarak yazayım. Şurada Madrid-Barcelona tren ulaşımı ile ilgili ayrıntılı bilgiler var. Barcelona'da kaldığımız otel La Rambla'da, Drassanes metro durağına çok yakındı. Çok kolay bir şekilde ulaştık otelimize.
Bu su şişeleri çok şirin diye alıp alıp su içtim. Ambalaj sever olmak bunu gerektirir çünkü ^^
O gün otele yerleştikten sonra çevreyi tanımak için La Rambla üzerinden önce limana doğru yürüdük. Colomb Heykeli, sonrasında liman ve Maremagnum alışveriş merkezini gördük. Artık akşam olması ve havanın soğumasıyla kendimizi Maremagnum'a attık. 
Yemek yedik, biraz mağazaları dolaştık. 
Bu kez La Rambla'nın başlangıç noktası olan Plaça Catalunya'ya yürüdük. Hava maalesef Madrid'de olduğu gibi cömert değildi bu kez, oldukça serindi. 
Pes etmedik tabi..
 Ertesi gün sabah erkenden metro ile bitmeyen kilise Sagra da Familia'ya gittik. Önceden bilet almadığımız için biraz bilet kuyruğu bekledik ama mevsim itibariyle çok sıra yoktu. Nisan-Eylül arası gidecekler online bilet alsalar iyi olur. Kulelerde tadilat olduğu için çıkamadık, ancak içeride ağzımız açık izledik etrafı. Gaudi gerçekten çok büyük ve farklı bir sanatçıymış. Kilisenin her bir detayı müthiş. İsa'nın doğuşundan, meyve ve hayvan figürlerine, değişik sayılara, vitraylardaki ışık kırılmalarına, dev kiliseyi ayakta tutan ağaç şeklindeki kolonlara hayran kaldım.
Sonraki hedefimiz Gaudi'nin diğer eserlerini de görmekti. Metro veya taksi kullanabilirdik ama yürümeyi tercih ettik. 
Yaklaşık yarım saatlik bir yürüyüşten sonra ulaştık ilk hedefimize. 
 Casa Mila (La Pedrera), Gaudi'nin zengin bir aileye yaptığı apartman. 
Müthiş ayrıntılarla dolu, tam bir Gaudi şaheseri. 
Teras, odalar, mobilyalar o zamanın şartları da düşünülünce tek kelime ile mükemmeldi. 
Mimaride keçiboynuzundan ya da bal peteğinden ilham almak herkesin harcı olmasa gerek.
Casa Mila'nın terasından Sagra da Familia
Casa Mila ile bir diğer Gaudi eseri Casa Battlo arası çok yakın. Ayrıca bu iki evin olduğu cadde Passeig de Gracia'da bir sürü lüks mağaza var. 
Keyifli, hareketli bir cadde. 
Casa Battlo'ya zamansızlıktan giremedik maalesef ama balık sırtı şeklindeki çatısı ile ilgi çekiciydi. Girse miydik falan derken vazgeçtik, çünkü gerçekten zamanla yarışıyorduk.
Casa Battlo'dan yürüyerek Plaça Catalunya'da oldukça yakındı. Hızlı bir yemek molasından sonra yeniden yollara koyulduk. 
(La Rambla'da yedik yemeği, çok takılmadık iyi bir yer vs. olacak diye ama güzeldi, Bar Nuria ya da ben çok acıkmıştım*-*)
Barrio Gotico, Plaça de Reial, El Born, Barcelona Katedrali, Picasso Müzesi öğleden sonraya bıraktığımız, birbirine bağlanan yerlerdi. 
Bol bol yürüdük, yağmurun yağmıyor olmasına sevindik. 
O günün akşamı Plaça de Reial'deki Los Tarantos'da Flamenco Show izledik. 
30 dk. lık bir performans. 20:30-21:30-22:30'da 3 seans var. Giriş 10 euro. 
Muhteşemdi! 
Gotik sokaklar çok eğlenceliydi. Keşke 1-2 gün fazla zamanımız olsaydı demekten alamadım kendimi ama zamanı iyi değerlendirdik diye düşünüyorum.
Pazar sabah son kez La Rambla'yı, ara sokakları turladık. Liman'da oturduk ve ayrılma vakti geldi. Barceloneta ve Park Güell'i gezmeden Barcelona'ya gitmiş sayılır mıyız bilmiyorum ama o iki yer aklımda kalmadı değil. 
Sırada La Boqueria var. 


0 yorum: